Emek emek âdeta gözünün nurunu dökerek yazdığın içerik reddedildi ve sen de nedenini merak ediyor olabilirsin. Zaman zaman her yazarın içeriğinin reddedilmesi son derece normal. Ancak bahsedeceğimiz konulara dikkat ederek yazılarının onaya taşınmasını sağlayarak başarılı sonuçlar elde edebilirsin! Dilersen gel içeriklerin ret almasına neden olabilecek bazı noktaları birlikte inceleyelim.
1. Markayı Araştırdın mı? Nasıl Bir Dil İstiyorlar?
Senin de bildiğin gibi yazar arkadaşım her marka, hedef kitlesiyle etkili biçimde iletişim kurabilmek, değerlerini ve mesajlarını doğru şekilde iletmek için kendine özgü bir dil oluşturur. Markalar bu dil ve tonlarıyla rakiplerinden ayrılarak benzersizliğini gösterir, güven ve itibar inşa eder. Dikkatle sürdürülen bir ton, marka tutarlılığına katkıda bulunur. Dolayısıyla içerik yazımında dile ve tona dikkat etmek büyük bir önem taşır.
Sen de eğer markanın önceki içeriklerini dikkatle okuyarak yazım şekli hakkında bilgi edinmediysen yazdığın metinlerin reddedilme olasılığı oldukça yüksek. Örneğin enerjik, canlı, dinamik bir üsluba sahip sen dilini kullanan bir içecek markası için ürün açıklaması yazdığını düşünelim.
Bu durumda “Coco Hindistan Cevizi Aromalı Gazoz, yaz aylarında sizi serinletir. Yemeklerinize mükemmel şekilde eşlik eder. Farklı tatlar denemekten hoşlananların favorisi olur.” şeklinde oldukça resmî tonda yazılan bir içerik pek de uygun olmaz. Bunun yerine “Coco Hindistan Cevizi Aromalı Gazoz ile hararetini tek yudumda dindirmeye hazır ol! İster köpüklü ve ferah bir mola için ister yemeklerinin tadını zirveye çıkarmak için gazozu denemelisin. Sıradan aromalardan sıkıldıysan sana bir kapak uzaktayız!” diyerek içeriğini markanın diline uygun şekilde oluşturabilirsin.
Konu hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak istersen “İçerikte Ton Nasıl Belirlenir? Ton Türlerine Göre 4 Etkili Örnek” isimli içeriğimizi de gözden geçirebilirsin.
2. AI Toollarından Yararlandın. Peki Ama Yararlanmak Ne Demek?
Yapay zekâ her alanda yaygınlaşıyor. Dolaysıyla içerik üretiminde de birçok yazar tıkandığı noktalarda AI toollarına başvurma, metnin belli bölümlerini yapay zekâya yazdırma, araçların sunduğu bilgileri doğrudan kullanma yoluna gidebiliyor. Ancak bu, içeriğin reddedilme sebeplerinin başında yer alıyor. Peki, neden yapay zekâ desteğiyle hazırlanan içerikler reddediliyor?
Öncelikle tüm markalar; yazarlara insan üretimi, yaratıcı, özgün ve kaliteli içerikler için başvurur. Ancak AI tarafından hazırlanan içerikler duygu aktarımı, benzersizlik ve üslup bakımından yeterli olmaz. Bu yüzden hedef kitleyle bağ kurma olasılığını azaltabilir. Kötü kaynakların kullanımı nedeniyle içerik kalitesini, dolayısıyla marka itibarını düşürebilir. İçeriğin tutarlı olmasına engel olabilir. Arama motorları yapay zekâya yaptırılan içerikleri tespit eder ve ilgili sonuçları ziyaretçilere sunmayı amaçladığında bu içerikleri ön sıralara yerleştirmez.
Tüm bu nedenlerden ötürü içeriklerinin onaylanması için mutlaka her bir satırı kendin yazmalısın. Yapay zekâya içerik ürettirmekten kaçınmalısın. Hem İçerikmatik’in hem içerik üretimi yapan tüm markaların yapay zekâyı tespit etmek adına özel araçlarla metinleri taradığını unutmamalısın!
3. Kaynak Nedir? Neden Eklenir? Hangi Kaynakları Kullandın?
TDK’ye göre kaynak “Araştırma ve incelemede yararlanılan belge; referanstır.” Yani içeriğini yazmadan önce hazırlık aşamasında bilgi edinmek amacıyla başvurduğun her şey bir kaynaktır. Kaynak seçimlerin içeriğinin kalitesini doğrudan etkileyeceğinden kullandığın kaynaklar yetersiz, alanında otoriter olmayan, eksik ya da yanlış bilgiler içeren kaynaklarsa reddedilmen kaçınılmaz. Çünkü bu tür kaynak kullanımı kitlelerin yanıltılmasına; bireylerin sağlıklarının, maddi durumlarının ya da refahlarının olumsuz etkilenmesine, yanlış anlaşılmalara neden olabilir.
Bunun aksine güvenilir, uzman ve yetkin kişiler tarafından hazırlanan kaynakları tercih ederek içeriğinin başarısını garantileyebilirsin. Ayrıca okuyucularına karşı etik ve sorumlu davranmış olursun. Kullandığın kaynakları yazılarına ekleyerek ve gerekli atıflarda bulunarak hedef kitlende içerik ürettiğin markanın itibar oluşturmasını hatta belki de bir düşünce lideri hâline gelmesini sağlayabilirsin. Kaynak kullanımı hakkında daha kapsamlı bilgi edinmek için “İçerik Yazarken Kullanılan Kaynakların Önemi” adlı içeriğimizi de okuyabilirsin.
4. İntihalin En Büyük Günahlardan Olduğunu Biliyor musun?
İçerik hazırlarken özen göstermemiz gereken önemli konulardan birinin kullandığımız kaynaklar olduğunu söyledik. Öncelikle yazar arkadaşım tek bir kaynaktan faydalandıysan içeriğinin onaya taşınma ihtimali yok demektir. Ne kadar özgün ilerlediğini düşünsen de kurgu ve akış olarak kaynağından bambaşka bir yapı oluşturmuş olsan da bu intihal yapmaktır.
İçeriğini hazırlarken birden fazla kaynak kullanman işin en can alıcı kısmı. Faydalanacağın tüm kaynakları inceledikten sonra tamamen kendi cümlelerinle bir kurgu oluşturmalısın. Verdiğin bilgileri de yine kendi cümlelerinle aktarmalısın. Bunu yapmadığında içeriğin sana ait olmaktan çıkıp bir derleme hâline gelmiş oluyor ve onay alması da ne yazık ki mümkün değil.
5. Gerçekten Güncel Bilgilerle Oluşturduğuna Emin misin?
Her gün binlerce hatta milyonlarca yeni içerik üretiliyor. Bunca içeriğin arasından dikkat çekmek, rakipleri geride bırakmak ve başarıya ulaşmak için mutlaka güncel, doğru bilgilerden yararlanılması gerekiyor.
Aksi takdirde içeriklerin etkili olması ve okuyucularda güven oluşturması mümkün değil. Ayrıca arama motorları da güncel içerikleri tercih ettiğinden eski bilgilerle hazırlanan metinler yüksek dönüşüm sağlayamaz. Bu yüzden de güncelliğini yitirmiş, yetersiz, yanlış bilgilerden yararlanılarak hazırlanan içerikler reddedilmeye mahkûm.
Örneğin yeni araştırma sonuçları olmasına rağmen 10 yıl önceki verilerle yazılan bir içeriği kimse okumak istemez, dolasıyla bu metin onay aşamasına geçemez. İşte bu yüzden yazar arkadaşım, içeriğini yazmadan önce güçlü bir araştırma yapmalı, yazarken kullanacağın her bilginin güncel olduğundan tamamen emin olmalısın.
6. Peki ya Başlık-Detay Uyumu…
İçerik yazarları olarak okuyucularımızın dikkatini çekmek için hepimiz ikna edici ve etkileyici başlıklar bulmaya çalışırız. Ancak bu noktada hedef kitleyi içeriğimize tıklamaya yöneltmek için başlık ile başlığın altında anlatılan bilgilerin uyumunu göz ardı etmekten ve okuyucuları yanıltmaktan kaçınmalıyız. Aksi takdirde içerik başlığın vadettiği beklentiyi karşılayamaz, reddedilebilir ve tüm emekler boşa gidebilir. Örneğin;
- “A’dan Z’ye Kedi Bakım Rehberi” başlığını kullandığımız hâlde içeriğin devamında yalnızca kedi besleme hakkında bilgiler veriyorsak,
- “Profesyonel Bir İçerik Yazarı Olmak İçin 9 İpucu” başlığının altında içerik yazarlığının ne olduğundan bahsediyor, vadettiğimiz biçimde uygulanabilir püf noktalarına değinmiyorsak,
- Balkonda bitki yetiştiriciliğiyle ilgili bir kılavuz hazırlıyor ve “Doğru Tohum Seçimi” başlığı altında bir diğer başlıkta ele almamız gereken çimlendirme aşamasını da anlatıyorsak başlık ve detay uyumunu sağlayamadığımızı söyleyebiliriz.
Sözün özü, yazar arkadaşım, hem ana hem alt başlıklarımızı konuya yönelik, kısa, öz ve abartıdan uzak bir şekilde oluşturmalıyız. Başlıkların içeriğimizi doğru temsil ettiğinden emin olmalıyız. Etkili ve doğru başlıklar yazmak için daha fazla bilgiye ihtiyacın olduğunu düşünüyorsan “İçeriklerde Başlık Hiyerarşisi Nedir? Hiyerarşi Nasıl Oluşturulur?” isimli içeriğimiz sana yardımcı olabilir.
7. İçerik Yeterince Anlaşılır Oldu mu?
Marka dilini yakaladın, doğru kaynaklardan ve güncel bilgilerden yararlandın, içeriğini özgün hazırladın, başlıkta vadettiğin her şeyi okuyucularına sundun. Buna rağmen içeriğin yine de ret almış olabilir! Böyle bir durumla karşı karşıyaysan büyük ihtimalle sebep içeriğinin yeterince anlaşılır olmamasıdır. İçeriğini tamamladın; biraz ara verdikten sonra ne kadar anlaşılır bir metin yazdığını kontrol etmek için baştan sona okumalısın. Bunu yaparken kendine sorabileceğin bazı sorular şöyle:
- İçerik yazmaya başlamadan önce iyi bir taslak hazırlamaya vakit ayırdın mı?
- Dil bilgisi ve yazım kurallarına uygun bir metin kaleme aldın mı?
- İçeriğinde vermek istediğin mesajı net bir şekilde okuyucuna aktarabildin mi?
- İçeriğini doğru şekilde yapılandırdın mı? Okuyucuların bilgileri anlamasını ve hatırlamasını kolaylaştıracak bir yazı düzeni, başlık hiyerarşisi kurdun mu? Paragraflar doğru bölünüyor mu?
- Yazında tekrarlar var mı? Eksik kalan noktalar bulunuyor mu? Soyut ifadeler detaylıca anlatılıyor mu? Yeterince örnek verdin mi?
- Anlaşılmayı olumsuz yönde etkileyebilecek aşırı terim ya da jargon kullanımından kaçındın mı?
- Okumayı kolaylaştırıcı görsel unsurlar kullandın mı?
Tüm bu sorulara verdiğin olumlu cevap içeriğinin anlamlı bir bütün olduğunu gösterebilir.
8. Marka Olsan Bu İçeriğe Ödeme Yapar mısın?
İçerik yazarları olarak saatlerimizi vererek yazdığımız her içerik bizim için özel ve kıymetli. Bu yüzden bazen yazar gözüyle baktığımızda yazılarımızı objektif değerlendiremeyebiliriz. Bunun önüne geçmek amacıyla son okuma aşamasında kendini yazar olarak değil de içerik talep eden markanın yerine koymalısın. Eğer sen içerik ürettiren marka olsaydın yazdığın içeriğe gönül rahatlığıyla ödeme yapmak ister miydin? Yoksa aklında bazı soru işaretleri kalır mıydı? Eğer soru işaretlerinin kalacağını düşünüyorsan o noktalar üzerine daha fazla çalışarak içeriklerinin onaya kavuşma oranını yükseltebilirsin.
Sevgili arkadaşım, içeriklerin onaya taşınamadan reddedilmesinin en temel nedenlerine uzun uzadıya değindik. Sen de bu noktalara dikkat ederek emek emek hazırladığın içeriklerin şıp diye onaylanmasını sağlayabilirsin. Hemen içerik üretmeye başlamak için aramıza katılabilirsin!