İçerik yazarlığının kelimeleri yan yana getirmekten ibaret olmadığını elbette hepimiz biliyoruz. İşin sırrı bunu yaratıcılıkla zenginleştirebilmek. Okurun dikkatini çekmek, ilgisini sürdürmek ve zihninde iz bırakmak için yaratıcı düşünceye ihtiyacımız var.
Yazarlar için yaratıcı düşünme; yazma sürecindeki tıkanıklıkları aşmak, yeni başlık fikirleri bulmak veya bir metni farklı formatlarda yeniden kurgulamak gibi çok yönlü avantajlar sunar. Peki, bir içerik yazarı olarak yaratıcılık kaslarını nasıl geliştirebilirsin? Haydi gel, teoriyi pratikle birleştirelim ve neler yapabileceğimize bir bakalım.
Yaratıcı Düşünme Nedir ve Neden Önemlidir?
Yaratıcı düşünme; mevcut bilgileri ve deneyimleri alışılmışın dışındaki yollarla birleştirme, farklı perspektifler yakalayabilme becerisidir. İçerik yazarlığı açısından baktığımızda bu becerinin bir yazar olarak sana sunacağı katkılar şunlardır:
- Yeni Yollar Bulmak: Sayısız kez işlenmiş bir konuyu farklı bir metafor, hikâye ya da başlıkla sunmak.
- Okuyucuyla Etkileşim Kurmak: Hedef kitleye uygun bir dil yakalayarak markanın okuyucuyla bağ kurmasını sağlamak.
- Alternatif Çözümler Üretmek: İlhamın kesildiği anlarda farklı tekniklerle ve yaklaşım biçimleriyle ilerleyebilmek.
Dijital ortamda binlerce benzer metin arasında öne çıkmak isteyen bir yazarın en güçlü silahı farklı düşünebilme yeteneğidir. Yaratıcı bakış açısından noksan içerikler birbirinin kopyası gibi görünür. Yaratıcılıkla zenginleşenlerse hem okurda iz bırakır hem markanın kimliğini güçlendirir.
Yaratıcı Sürecin Aşamaları
Yaratıcılık çoğunlukla “bir anda gelen ilham” olarak değerlendirilir. Ancak bu, onu edilgen kılan bir yaklaşım. Yaratıcılığın geliştirilmesi mümkün olan bir beceri olduğunu söyleyebiliriz. İngiliz bilim insanı Graham Wallas’ın yaratıcı süreç için sözünü ettiği aşamaları yazarlık bağlamında şöyle ele alabiliriz:
- Hazırlık: İçerik üretimi sürecinde hazırlık; araştırma yapmak, briefi anlamak ve konuyla ilgili verileri toplamak anlamına gelir. Bu aşama ne kadar güçlü olursa ortaya çıkan içerik de o kadar derinlikli olur.
- Kuluçka: Araştırma sürecini tamamladıktan sonra biraz geri çekilmekte yarar var. Fikirler zihinde yer edindikçe yeni bağlantılar oluşur. Bu süreci kısa bir yürüyüş yaparak veya farklı şeylerle ilgilenerek geçirebilirsin.
- Aydınlanma: “İşte bu!” dediğin o an! Bu aşama çarpıcı bir giriş cümlesinin, yeni bir başlığın ya da özgün bir metaforun ortaya çıkışıdır. Çoğunlukla kuluçkadan sonra gelen bu aşama, sana güçlü bir motivasyon verebilir.
- Değerlendirme: Elbette aklına gelen fikirlerin hepsi kusursuz olmayacak. Bu aşamada bir editör gözüyle yaklaşarak, eleştirel bakarak hangi fikirlerin hedef kitle için gerçekten uygun olduğunu seçmen gerekir.
Bu dört aşamayı tamamladıktan sonra bir içerik yazarı olarak artık fikirlerini metne dönüştürmeye başlayabilirsin.
Kıymetli yazar arkadaşım, bu aşamaları farkındalıkla uyguladığında yazma sürecinin daha kontrollü hâle geldiğini görebilirsin. Özellikle içerik takvimine yetişmeye çalışırken yaratıcı süreci bilinçli yöneterek üretkenliğini artırabilirsin. Bu, ürettiğin içeriklerin de daha kaliteli olmasını sağlar.
Beyin Fırtınasıyla Özgün Fikirler Üret
Yaratıcı düşünceyi ortaya çıkarmak, yeni fikirler üretmek için başvuracağın yöntemlerden biri de beyin fırtınası yapmak. Burada temel amaç olabildiğince çok fikri kısa sürede ortaya çıkarmak ve bu fikirleri akıl süzgecinden geçirmek. Beyin fırtınasını tek başına ya da bir ekiple yapabilirsin.
Bir grupla yapılan beyin fırtınası farklı bakış açılarını bir araya getirir. Örneğin aynı marka için üretim yapan içerik yazarlarıyla editörler aynı masanın etrafında buluştuğunda ortaya pek çok perspektife sahip fikir çıkabilir.
Elbette her zaman bir ekiple çalışmak mümkün değil. Böyle durumlarda serbest yazım egzersizleriyle bireysel beyin fırtınası yapabilirsin. Örneğin 10 dakika boyunca konuyla alakalı aklına gelen her şeyi not edebilir, fikirlerinin filtrelenmeden ortaya çıkmasını sağlayabilirsin. Bu yöntem çoğu zaman beklenmedik özgünlüklerin ortaya çıkmasını sağlar.
Grup veya bireysel olması fark etmeksizin beyin fırtınasının altın kuralı fikirlerin ilk aşamada eleştirilmemesi. Bunun nedeni başlangıçta mantığa uygun görünmeyen bir fikrin, üzerine çalışıldığında güçlü bir bağlama dönüşebilme potansiyelidir.
Beyin fırtınası yaparak nasıl içerik üretebileceğin hakkında daha fazla bilgi edinmek istersen “Beyin Fırtınasıyla Etkili İçerik Fikirleri Nasıl Üretilir?” isimli yazımızı okuyabilirsiniz.
SCAMPER Tekniğiyle Farklı Bakış Açıları Yakala
Bob Eberle tarafından geliştirilen SCAMPER yöntemi, yaratıcı düşünme teknikleri arasında pratikliğiyle öne çıkar. Tekniğe adını veren 7 adım şunlardır:
- Substitute (yerine koymak),
- Combine (birleştirmek),
- Adapt (uyarlamak),
- Modify (değiştirmek),
- Put to other uses (başka şekilde kullanmak),
- Eliminate (elemek),
- Reverse (tersine çevirmek).
Bir içerik üreticisi olarak bu yöntemle farklı sorular sorarak bakış açını genişletebilirsin. Eberle’nin bu tekniği pek çok yazarın zaman zaman karşılaştığı boş sayfa sendromunu aşmasına yardımcı olur. Peki, bu tekniği nasıl kullanabilirsin?
- Yerine Koyma: Ele aldığın bir kavramı, örneği ya da bakış açısını daha farklı, ilgi çekici bir benzetmeyle değiştirebilirsin. Örneğin “pazarlama stratejisi” yerine “markanın pusulası” diyerek farklı bir imge oluşturabilirsin.
- Birleştirme: İki temayı veya disiplini aynı içerikte harmanlayabilirsin. Örneğin “yaratıcılık” konusunu “spor” veya “müzik” metaforlarıyla birleştirerek yazına yeni bir tat katabilirsin.
- Uyarlama: Çeşitli fikirlerden veya yöntemlerden ilham alıp onları içeriğine uyarlayabilirsin. Diyelim ki bilimsel bir araştırmayı ele alıyorsun, karmaşık verileri sadeleştirip okuyucunun günlük hayatına uyacak örneklerle anlatabilirsin.
- Değiştirme: Konunun ölçeğini, tonunu veya yapısını değiştirerek farklı bir yaklaşım sunabilirsin. Kapsamlı bir makaleyi kısaltıp “ipucu listesi” formatına çevirmek ya da ciddi bir konuyu hafif mizahi bir üslupla ele almak gibi.
- Başka Şekilde Kullanma: Ürettiğin içeriği farklı formatlara dönüştürerek değerlendirebilirsin. Örneğin uzun bir blog yazısını sosyal medya serisine çevirmek gibi.
- Eleme: Konuyu kalabalıklaştıran gereksiz detayları çıkararak ana mesajını daha net hâle getirebilirsin. Dijital içeriklerde köpük ifadeler bulunmayan, “az ama öz” yaklaşımıyla üretilmiş içerikler okuyucunun ilgisini daha diri tutar.
- Tersine Çevirme: Konuyu tersinden ele almayı deneyebilirsin. Örneğin “Başarılı bir blog içeriği nasıl yazılır?” başlıklı bir içerik yazıyorsan “Bir blog içeriğini başarısız kılan hatalar nelerdir?” sorusunu yanıtlamaya çalışabilirsin.
Nitelik Listeleme Yöntemiyle Yenilikçi Çözümler Üret
Nitelik listeleme yöntemi, mevcut bir ürünün veya hizmetin tüm bileşenlerini detaylıca analiz ederek yenilikçi çözümler üretmeye olanak tanır. 20. yüzyılın ortalarında Robert Crawford tarafından geliştirilen bu yöntemi içerik üretimi sürecinde yaratıcılığını ortaya çıkarmak için kullanabilirsin. Yazacağın konunun veya tanıtacağın ürünün tüm özelliklerini listeleyerek her birini farklı açılardan yeniden düşünebilirsin.
Yöntemi uygulamaya konuyu belirleyerek başlayabilirsin. Ardından konuyu oluşturan tüm unsurları not et: hedef kitle, markayı öne çıkaran yönler, hedef kitleyle markanın ilişkisi ve diğerleri. Eğer bir ürün hakkında içerik yazıyorsan o ürüne ait tüm özellikleri eksiksiz şekilde listelemelisin. Ortaya çıkan her niteliğin üzerine düşün ve alternatifler üretmeye çalış. Bu aşamayı da tamamladıktan sonra elindeki alternatifleri geliştirip bağlayabilirsin. Son olarak ortaya çıkan fikirlerin arasından hedef kitlenin ilgisini en çok çekecek fikri seçebilirsin.
Diyelim ki “Sürdürülebilir Moda Alışkanlıkları” başlıklı bir içerik hazırlıyorsun. Listeleyeceğin niteliklerin arasında şunlar olabilir: malzeme seçimi, üretim süreci, marka yaklaşımı, tüketici alışkanlıkları, bakım ve kullanım ömrü. Her bir nitelik için listeleyebileceğin alternatif çözümler şunlar olabilir:
- Malzeme Seçimi: Organik pamuk, geri dönüştürülmüş polyester, bambu kumaş.
- Üretim Süreci: Yerel üretim, adil ticaret sertifikaları, düşük karbon ayak izi.
- Marka Yaklaşımı: Şeffaf tedarik zinciri, ikinci el satış desteği.
- Tüketici Alışkanlıkları: Kapsül gardırop, kiralama modelleri, giysi paylaşım uygulamaları.
- Bakım ve Kullanım Ömrü: Doğal temizlik yöntemleri, onarım atölyeleri, geri dönüşüm kutuları.
Böyle bir yaklaşımla oluşturacağın içerik, sürdürülebilir moda kavramını tanımlamanın yanında okuyuculara günlük yaşamda uygulayabilecekleri somut öneriler de sunar. Böylece kaleme aldığın içerik hem bilgilendirici hem dönüştürücü bir etkiye sahip olabilir.
Morfolojik Sentezle Yenilikçi Çözümler Üret
Eğer dağınık fikirleri düzenlemek, yeni fikirler üretmek istiyorsan morfolojik sentez yönteminden yararlanabilirsin. Fritz Zwicky tarafından geliştirilen teknik; bir ürünün, problemin ya da durumun üzerinde çok boyutlu düşünebilmeyi sağlar. Bir konuyu oluşturan tüm boyutlar/özellikler belirlenir ve her biri için alternatifler üretilmeye çalışılır. Nitelik listeleme yönteminden farklı olarak ürünün nitelikleri değil, ögeleri üzerinde durulur.
Örneğin hazırlayacağın bir içeriği parçalara ayırarak düşünebilirsin: başlık, içerik formatı, üslup ve hedef kitle. Her bir öge için farklı alternatifler üretmek mümkün.
Başlığı soru şeklinde kurgulayabilir, listeleme formatını tercih edebilir ya da dikkat çekici, iddialı bir ifade kullanabilirsin. İçeriği vaka analizi ya da klasik makale formatında sunabilirsin. Üslubu samimi, akademik ya da esprili seçmek de senin elinde. Hedef kitleyiyse yeni başlayanlardan profesyonellere, öğrenci gruplarından uzmanlara kadar çeşitlendirebilirsin.
Bu seçenekleri rastgele kombinasyonlar hâline getirip test ettiğinde kimi zaman hiç aklına gelmeyecek yenilikçi içerik kurguları ortaya çıkacaktır. Ardından en ilgi çekici veya amacına uygun olanı seçip uygulayabilirsin.
Morfolojik sentez aynı konuya farklı açılardan bakarak yaratıcı, özgün ve derinlikli içerikler geliştirmeni sağlar. Binlerce içeriğin arasından sıyrılarak fark yaratmana olanak tanır.
Sinektik Yöntemiyle Düşünceni Zenginleştir
Yaratıcı düşünme pratiklerinin en zor adımlarından biri standartlaşan düşünce kalıplarından çıkmak, değil mi? William J. J. Gordon işte bu açmazı yenmek için 1960’larda sinektik yöntemini ortaya atmış. Kıymetli yazar arkadaşım, bu yöntem en saf hâliyle farklı görünen unsurları bir araya getirerek yeni anlamlar yaratmanı tavsiye ediyor. Bunu da analojiyle (benzeşim) yapıyor. Yani birbirinden uzak gibi görünen kavramları yan yana getirerek ortaya yeni ve yaratıcı fikirler çıkarmayı hedefliyor.
Örneğin marka sadakatini konu alan bir içerik yazdığımızı düşünelim. Bunu bir dostluk ilişkisiyle kıyaslayabilir veya sadakati, “bir köprüyü (yani markayı) ayakta tutan sütunlar” olarak betimleyebiliriz. Konuyu bu doğrudan ve sembolik benzetmelerin yanı sıra kişisel analojilerle de somutlaştırabiliriz. Bu noktada kendine şu soruyu sorabilirsin: Ben bir marka olsaydım müşterilerimle nasıl bir bağ kurardım?
Bu yöntemle yazacağın içerikler okuyucunun daha önce düşünmediği bağlantılar kurmasına yardımcı olabilir. Soyut kavramları somutlaştırarak anlaşılması güç konuların daha kolay anlaşılmasını sağlar. İçeriği sıradanlıktan çıkararak derinliğini besler, okuyucuları yazıya bağlar.
Altı Şapkalı Düşünme Tekniğiyle Çok Boyutlu Bak
Kıymetli yazar arkadaşım, unutma ki tek bir bakış açısına sıkışıp kalmak içeriğinin derinliğini sınırlar. İçerik üretiminde sana çok boyutlu bir yaklaşım sunacak altı şapkalı düşünme tekniğiyle bir konuyu altı zihinsel perspektiften ele alabilirsin.
Edward de Bono tarafından geliştirilen teknikteki her şapka düşünmenin farklı bir yönünü temsil eder. Bu şapkaları sırasıyla takıp çıkararak elindeki konuyu farklı açılardan değerlendirebilirsin. Şapkaların renklerine göre temsil ettikleri yönler şunlar:
- Beyaz Şapka: Nesnel bilgi,
- Kırmızı Şapka: Duygular ve sezgiler,
- Siyah Şapka: Eleştirel yaklaşım,
- Sarı Şapka: Olumlu ve yapıcı bakış,
- Yeşil Şapka: Yaratıcılık ve alternatifler,
- Mavi Şapka: Kontrol ve organizasyon.
Altı şapkalı düşünme tekniğiyle daha güçlü argümanlar elde edebilir, duygusal ve sezgisel boyutları göz önünde bulundurarak okuyucuyla daha derin bir bağ kurabilirsin. Örneğin “Yapay Zekâyla İçerik Üretimi” başlıklı bir içerik hazırladığını düşünelim. Beyaz şapkayı taktığında yapay zekâ araçlarının kullanım istatistiklerinden söz edebilirsin. Kırmızı şapkayı takmak yazarların özgünlük ve benzeri konulardaki kaygılarına odaklanmanı sağlayabilir.
Eleştirel yaklaşımı temsil eden siyah şapkayla yapay zekâ metinlerinin tekdüze olma riskine değinebilirsin. Sarı şapka zamandan tasarruf ve hız avantajlarını vurgulamanı sağlayabilir. Yeşil şapkayla alternatiflere odaklanarak insan ve yapay zekâ iş birliğiyle hibrit yazı modelleri önerebilirsin. Mavi şapkayı taktığındaysa içeriğini önce veri, sonra duygu ve ardından çözüm önerileri gibi bir sırayla kurgulayabilirsin.
Günlük Hayatında Yaratıcı Düşünmeyi Geliştir
Kıymetli yazar arkadaşım, yaratıcılık yalnızca profesyonel hayatın ya da içerik üretim süreçlerinin değil, günlük hayatın da vazgeçilmez bir parçası. Beynini aktif tutman ve farklı düşünce biçimlerini deneyimlemen uzun vadede yaratıcılık kasını geliştirir. Bunun için çok da büyük zaman ayırman, özel koşullar yaratman gerekmiyor. Küçük ama düzenli adımlar uzun vadede büyük bir fark yaratır. Günlük hayat rutininde şunları yapabilirsin:
- Her gün 10 dakikanı fikir egzersizlerine ayırabilirsin. Örneğin kalem, telefon, kahve kupası ve benzeri tek bir nesnenin 10 kullanım alanını düşünmeye çalış. Bu basit pratik, beynini yeni bağlantılar kurmaya zorlar.
- Sokakta yürürken insanların davranışlarını, mekânların atmosferini ya da diğer detayları inceleyebilirsin. Gözlem gücünü artırdıkça içeriklerine daha gerçekçi ve dikkat çekici ayrıntılar katabilirsin.
- Günlük tutmak ya da kısa notlar almak düşüncelerini düzenlemenin ve yeni fikirler üretebilmenin en pratik yollarındandır. Düzenli yazma alışkanlığı edinmek zihinsel esnekliğini güçlendirebilir.
- Karşılaştığın bilgileri “Neden?”, “Nasıl farklı olabilir?” gibi sorularla test et. Bu, tek yönlü düşünmek yerine alternatif yollar görmeni sağlar.
Yazarlık alanında gelişmeni sağlayacak daha fazla yol için “Yazarlık Kaslarını Güçlendiren Günlük Mini Egzersizler” isimli yazımızı da okuyabilirsin.
Bu pratik teknikler uzun vadede içerik üretimi sürecini kolaylaştırmakla kalmaz problem çözme becerilerini de geliştirir, öz güvenini artırır ve kişisel başarına doğrudan katkı sunar. Kıymetli yazar arkadaşım unutma ki yaratıcılık bir anda gelen ilhamla değil, her gün yapılan küçük egzersizlerle güçlenir. Daha çok üretim yaparak yeteneklerini geliştirebilir, parmakla gösterilen bir içerik yazarı hâline gelebilirsin. Hemen aramıza katılıp pek çok alanda içerikler üretebilirsin.