Sevgili yazar arkadaşım, kalite için mutlaka içeriklerini gereksiz bilgilerden ve dolgulardan uzak tutman gerektiğini duymuşsundur. Ancak bunu tam olarak nasıl yapabileceğini bilemiyor olabilirsin. İşte bu noktada yardımına biz yetişiyoruz!
Dupduru, sade ve netliğin zirvesinde içerikler hazırlaman için nelere dikkat etmen gerektiğine yazımızda değindik. Dilersen gel konuyu detaylıca açıkladığımız adımlara beraber bakalım.
1. Aşırı Uzun Cümlelerden Kaçın
Yazar arkadaşım, senin de bildiğin gibi içeriklerimizi kaleme alırken farklı uzunluklardaki cümlelerden yararlanmalıyız. Böylece okuyucularımıza okuma ritmi kazandırabilir ve yazılarımızı sıkılmadan okumalarına yardımcı olabiliriz.
Genellikle kısa ve orta uzunlukta cümle kurmakta zorlanmayız. Ancak zaman zaman uzun cümleler kurmaktan da kaçınamayabiliriz.
Uzun formatlı cümleler dikkatli olmadığımız takdirde amacına hizmet etmeyebilir. Anlamı belirsizleştirebilir, anlaşılırlığı olumsuz etkileyebilir, okuyucuların sıkılmasına yol açabilir. Gereksiz kelimelerle hazırlanan uzun cümleler yazılarımızın kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Tüm bu nedenlerden ötürü üslubumuzu güzelleştirmek için bile olsa aşırı uzun cümle kullanımından kaçınmalıyız.
Uzun cümleler kullanmak istediğimizde ekstra özenli olmalıyız. Dilersen konuyu anlaşılır kılmak için örneğimizi birlikte inceleyelim:
“İçerik yazarı olmayı ve içerik yazımına başlamayı düşünen yazar adayı kişilerin kendilerinde geliştirmesi gereken yeteneklerden en önemlileri içeriğin iskeletini oluşturmaya yarayacak ve tüm içeriğin nasıl şekilleneceğini belirleyecek, içerik kalitesine doğrudan etki edecek araştırma becerisi ve elde ettiklerini okuyucuların anlayabileceği biçimde başarılı, etkili, doğru sunma becerisi olarak tanımlanabilir.”
Örnek cümlemizin sonunu okumaya çalışırken başını unutmuş olman muhtemel. Cümlede birçok gereksiz kelime bulunuyor. Bu kadar uzun bir cümleyi toparlayabilmek için üç tane “ve” bağlacına gerek duyulmuş. Cümlenin bazı bölümlerinde ise düşüklükler söz konusu.
Şimdi anlamayı kolaylaştıracak şekilde dolguları kaldıralım ve ifadeyi daha kısa cümlelere bölelim:
“İçerik yazarı olmayı düşünen kişilerin geliştirmesi gereken iki önemli beceriden bahsedebiliriz. Bunlar içeriği şekillendirecek araştırma becerisi ve araştırılan bilgileri etkili aktarma kabiliyetidir.” Cümlenin yeni hâli çok daha başarılı görünüyor.
Sen de yazılarında 25 kelimeden uzun olmayan cümleler kurabilirsin. Her cümlede yalnızca bir fikre odaklanabilirsin. Bu sayede hem anlaşılır hem ideal uzunlukta cümleler hazırlamış olursun.
2. Gerektiğinden Fazla Bilgi Ekleme
Arı bir içerik için yalnızca gerekli bilgilere yer vermen, gereksiz detaylardan uzak durman çok önemli. Aksi takdirde okuyucuların sıkılması veya aradığı bilgiyi bulamayacağını düşünüp içerikten ayrılması olası. Örneğin dikiş makinelerinde ip koparmanın nedenleriyle ilgili bir blog yazısı yazdığını düşünelim.
Olası problemleri sıralamaya başlamadan önce ip koparmanın ciddi bir sorun olduğunu, akıcı şekilde dikiş dikmeyi engellediğini ve zaman kaybına yol açtığını anlatabilirsin. Sonrasında ise ip koparma nedenlerini tek tek sıralayıp çözüm önerilerini sunabilirsin.
İlk maddelemende “Sizi saatlerce oyalayan, dikiş dikmekten soğumanıza bile yol açabilecek ip koparma sorununun nedeni kullandığınız iğnenin makineye uygun olmaması olabilir.” biçiminde bir cümle kurduğunda gereksiz bilgi vermiş olursun. Çünkü nedenlere geçmeden önce zaten ip koparmanın çok kötü olduğuna değinmiştin.
Bunun yerine “İp koparmanın nedenlerinden biri uygun olmayan iğne kullanımıdır. Makine modelinize ve dikiş yapacağınız kumaş türüne uygun iğne seçimi yapmalısınız.” diyebilirsin. Böylece kelime kalabalığı yapmadan amacına yönelik ve çözüm odaklı bir madde yazabilirsin.
3. Okuyucuya Katkısı Olmayan İfadelerden Uzak Dur
Okuyucular içerikleri belli bir konuda bilgi sahibi olmak ve sorunlarını çözmek için ziyaret eder. Kendilerine katkısı olmayacağını düşündükleri hiçbir yazıyı uzun uzadıya okumaz. Biz de bu nedenle hedef kitlemize değer katan içerikler hazırlamalıyız. Boş detayların yer aldığı, hedef kitleyi yoran ve bunaltan içerikler yazmaktan kaçınmalıyız.
Örneğin bir saç bakım yağıyla ilgili ürün açıklaması içeriği yazdığımızı düşünelim. Bu içerikte kullanacağımız “Coco Papatya Aromalı Saç bakım yağı çok güzeldir, onu mutlaka denemelisiniz!” gibi bir cümlenin okuyucuya hiçbir katkısı yok.
Hedef kitlemize yağı kullanmalarını söylüyoruz ancak neden kullansınlar, onlara ne gibi bir fayda sunuyor? Cümle yalnızca kelime sayısını doldurmaya ve yağı satın almayı düşünen insanları bu fikirden uzaklaştırmaya yarıyor.
Bunun yerine “Coco Papatya Aromalı Saç Bakım Yağı saçlarınızı onarır, kırık görünümünü azaltır. Yeni saçlarınızın çıkmasını teşvik eder. Yumuşak bir doku ve hacimli bir görünüş vadeder.” ifadesini kullanırsak hedef kitlemizi saç yağı hakkında detaylı bir şekilde bilgilendirmiş oluruz ve onları satın almaya ikna edebiliriz. Yani içeriğimiz amacına ulaşabilir.
Konuyla ilgili bir örnek daha verelim. “Sonbaharda Türkiye’de Ziyaret Edebileceğiniz Lokasyonlar” başlıklı bir blog yazacağımızı düşünelim. Okuyucular içeriğimizi yeni gezi lokasyonları öğrenmek için ziyaret eder.
Eğer biz yazımızda “Sonbahar aylarında yaz çoktan geride kalmıştır ve havalar serinlemeye başlar.” gibi bir cümleye yer verirsek bağlamdan uzaklaşmış oluruz. Çünkü okuyucularımız sonbaharda havanın nasıl olduğunu zaten biliyor. Biz bariz olanı tekrar etmiş oluyoruz. Bu yüzden doğrudan seyahat odaklı bir içerik kaleme almalıyız.
4. Anlamı Güçlendirmeyen Tekrarlardan Uzaklaş
İçerik yazımında en büyük günahlardan biri tekrar yapmak. Sen de kaliteli ve dolgu ifadelerden arındırılmış içerikler hazırlayabilmek için tekrardan kaçınmalısın.
Örneğin içerik yazarlığıyla ilgili bir blog içeriği kaleme alıyorsan “İçerik yazarı kime denir?” başlığının altında içerik yazarlığının tanımını yaptığın hâlde “Nasıl içerik yazarı olunur?” başlığının altında tekrar tanımlama yapmana gerek yok.
Bundan farklı olarak yazında “İçerik yazarı olmanın faydaları” ve “İçerik yazarı olmanın avantajları” gibi iç içe geçmiş iki ayrı başlık oluşturmamalısın. Aynı bilgileri farklı başlıklar altında yeniden vermemelisin.
5. Anlatmaya Hz. İsa’nın Doğumundan Başlama
İçeriğinin kapsamlı ve doyurucu olmasını her yazar ister. Ancak yazar arkadaşım, detay verme konusunda dikkatli olmadığımızda kantarın topuzu kolayca kaçabilir. Örneğin:
- “İleri Kahve Demleme Teknikleri” isimli bir içerik yazıyorsan kahvenin nasıl üretildiğinden, kahve çekirdeklerinin nasıl kavrulacağından ya da hangi çekirdeğin seçilmesi gerektiğinden bahsetmene gerek yok. Çünkü ileri demleme öğrenmek isteyen bir kişi bu bilgilere zaten sahiptir. Bizim bu detayları yazmakla uğraşmamız yalnızca vakit ve emek kaybı olur. Zaten okuyucularımız da kolayca sıkılarak içeriğimizden koşarak uzaklaşır.
- Dekorasyon önerileri vereceğin bir liste içeriği yazıyorsan dekorasyon stillerini tek tek anlatma. Dekorasyon önerilerine bakan bir kişi hâlihazırda bu stiller hakkında bilgi sahibidir. İstediği tarza yönelik öneriler aratıyordur. Bunları bilmiyorsa dekorasyon önerileri içeriğini değil “Dekorasyon tarzları nelerdir?” gibi başlıkları araştırır. Bu da zaten başlı başına başka bir içerik konusudur.
Yani sevgili arkadaşım, senden istenen her neyse doğrudan o konuya odaklanmalısın. Unutmamalısın ki spesifik olmak kapsamlı olmamak anlamına gelmez.
6. Bağlamdan Uzak Örnekler Verme
Örnek kullanımı konuyu okuyucular için daha anlaşılır ve net hâle getirir. Yazıdan öğrendiklerini daha kolay hayata geçirmelerine katkıda bulunabilir. Onlara ilham verebilir, içerikle güçlü bir bağ kurmalarına yardımcı olabilir. Aynı zamanda içeriğinin daha ilgi çekici ve güvenilir olmasını sağlayabilir.
Bağlamdan uzak örnekler kullanmak elde edilecek bu yararları engellemenin yanı sıra hedef kitle üzerinde negatif etki yaratabilir. Senin bir yazar olarak itibarına zarar verebilir. Dilersen kötü bir örnek kullanımına birlikte bakalım:
“Gereksiz bağlaç kullanımı metinlerin akıcılığını ve dinamizmini olumsuz yönde etkileyebilir. Örneğin “Onu seviyorum. Ancak aramızdaki sorunları çözmemiz mümkün değil.” cümlesinde olduğu gibi. Verilen örneği incelediğimizde örneğin bağlama uygun olmadığını görüyoruz.
“Ancak” bağlacı doğru yerde kullanılmış. Akıcılığı bozmak yerine metnin bütünlüğüne katkıda bulunuyor. Dolayısıyla bağlaç kullanılan bir cümle örnek olarak verilse bile anlatılan konuya hiç uygun değil. Konuyu okuyucular için anlamlı hâle getirmek yerine daha da karmaşık ve anlaşılmaz kılıyor.
7. Sis Perdesini Arala: Soyut ve Muğlak İfadelerden Uzaklaş
İyi bir içerik yazarının en önemli görevlerinden biri senin de bildiğin gibi net olmaktır. Bunun da yolu soyut ve muğlak ifadelerden kaçmaktan geçer. Bu tarz ifadelerin yazında yoğun biçimde yer alması okuyucularını kaybolmuş hissettirebilir. Konudan kopmalarına, yazının onlara çok karmaşık gelmesine hatta boş ifadelerle dolu görünmesine yol açabilir.
“Mutluluk bireylerin zihin dünyalarına, yaşam koşullarına ve çevresinde olup bitenlere karşı bakış açısına göre şekillenir. Mutluluk bireyden bireye değişen öznel bir olgudur. Mutluluğun tezahürü kişinin kendi inisiyatifindedir bir bakıma.” biçiminde bir örnek verdiğimizi düşünelim.
Bu paragrafta birçok soyut kavram görüyoruz. Birçok kişi için bu kavramlar çok anlaşılır olmayabilir. Oysa anlatmak istediklerimizi şöyle de ifade etmemiz mümkün:
“Mutluluk kişiden kişiye değişir. Her bireyin mutluluğu kendisine özgüdür. Bireyin mutluluğunu yaşam koşulları, mutluluğa dair düşünceleri, çevresinde olup bitenlere verdiği tepkiler şekillendirebilir. Dolayısıyla mutlu olmak bir bakıma kişinin kendi elindedir.” Bu şekilde metni daha net ve anlaşılır hâle getirmiş olduk.
8. Geçiş Cümlelerini Kararında Kullan
Geçiş cümleleri iki ya da daha fazla fikir arasındaki bağlantıyı sağlamakla görevli cümlelerdir. Yazının daha anlaşılır ve akıcı olmasını sağlar. Metnin bütünlüğüne ve tutarlılığına katkıda bulunur. Bir örnekle geçiş cümlesinin önemini incelemeye çalışalım. Bu arada önceki cümlemizin de aslında bir geçiş cümlesi olduğunu fark ediyor musun, yazar arkadaşım?
“Üzüm tüketmek sağlığınız için oldukça yararlıdır. Ancak bazı hastalıklara sahip kişiler için fazla üzüm tüketmek zararlı olabilir. Mesela şeker hastalığıyla mücadele eden kişilerin çok üzüm yemesi tavsiye edilmeyebilir.”
Bu kısa paragrafa baktığımızda temel olarak iki fikir görüyoruz. Üzüm tüketmenin sağlığa faydalı olduğundan ancak bazı kişiler için üzüm yemenin doğru olmadığından bahsediliyor. Yani iki zıt fikir açıklanıyor. Dolayısıyla doğru bir akışın oluşturulabilmesi için iki fikir arasında yer alacak bir geçiş cümlesine ihtiyaç var.
Bir tane de ürün açıklaması içeriği inceleyelim:
“Siyah maksi boy taşlı eteği kazaklarınızla ya da gömleklerinizle şık bir şekilde kombinleyebilirsiniz. Kış aylarında uzun paltolarınızla ve topuklu botlarınızla havalı bir görünüm yakalayabilirsiniz. Eteği yalnızca kolayca kombinlemekle kalmazsınız. Aynı zamanda kuru temizlemeye ve hassas yıkamaya gerek kalmadan makinenizin herhangi bir programında yıkayabilirsiniz.”
Bu içerikte de iki farklı konuyu geçiş cümlesiyle birbirine bağladık. İçeriğin bir bölümünde kombinlerden bahsederken birdenbire temizlik konusuna geçmedik. Geçişimizi yumuşak bir şekilde gerçekleştirmiş olduk.
Geçiş cümlelerinin öneminden bahsettik, yazar arkadaşım. Ancak her şeyin fazlasının zarar olduğu gibi geçiş cümlesinin fazlası da içeriğinin köpük ifadelerle dolmasına yol açabilir. Bu yüzden içeriğinde kullanacağın her geçiş ifadesinin gerekli ve yerli yerinde olduğundan mutlaka emin olmalısın. Kontrol aşamasında sana fazla görünen tüm ifadeleri metninden çıkarmalısın.
9. Duygulara Hitap Et Ama Drama Yapma
İçerik yazımında duygulara hitap etmek önemlidir. Ancak bu abartıldığında hem okuyucuları yorabilir ve içerikten uzaklaştırabilir hem boşu boşuna yazılarında kelime kalabalığı oluşmasına yol açabilir. Bunu bir örnekle derinleştirebiliriz:
Örneğin yeni çıkan bir kablosuz elektrikli süpürgeyi tanıtmak için ürün açıklaması içeriği yazmamız gerektiğini varsayalım. İçeriği şöyle kaleme alabiliriz:
“Kablolu süpürgelerden sıkılmış olabilirsin. Süpürgenin kablosundan o kadar nefret ediyorsundur ki kendini kabloyla boğma isteğinle çok zor mücadele ediyorsundur belki de. Evinde bitmeyen tozlar yüzünden cinnetin eşiğine gelmiş bile olabilirsin. Ne de olsa sokakta kalırsan süpürme işinden sonsuza kadar kurtulabilirsin. O zaman iyi haber! Fındık Kara Bela Kablosuz Dik Süpürge ile tüm sorunlarından kurtulacaksın!”
Bu şekilde okuyucu için hiçbir faydası olmayan bir sürü cümle kurmuş olduk. Süpürge hakkında hiçbir mantıklı bilgiye ve ürünün alıcıya sağlayacağı yarara değinmedik. Belki de bu konuda zaten zorlanan kişileri daha da tetikleyecek bir içerik üretmiş olduk. Bu ürün açıklamasının yerine yine duygulara hitap eden ancak daha anlamlı bir içerik yazabiliriz:
“Fındık Kara Bela Kablosuz Dik Süpürge ile evinizde tozdan eser kalmayacak! Yüksek çekim gücüyle farkında bile olmadığınız tozları ve kirleri kolayca temizler. Geniş toz haznesi ve uzun şarj ömrü ile 200 metrekare alanı aralıksız süpürebilir. Kablosuz oluşuyla her yerden çıkan kablo görüntüsüne son verir. Ayrıca dik tasarımıyla az yer kaplar.”
Paragrafı bu şekilde yazarak hedef kitlemiz için faydalı ve boş ifadelerden arındırılmış iyi bir içeriğe imza atabiliriz.
Gereksiz bilgi ve köpük ifadelerden arındırılmış içerikler yazabilmen için nelere dikkat etmen gerektiğinden uzun uzadıya bahsettik. Sen de öğrendiklerini uygulamak; sade, anlaşılır ve kaliteli içerikler yazmaya başlamak için hemen aramıza katılabilirsin!